Serhat Tekin & Mavi röportajı

Serhat Tekin & Mavi röportajı

      Kendisi 'Mavi' bir liman şarkısı da Kaptan

Mavi, yeni çalışması ‘Kaptan’ ile müzik yolculuğuna devam ediyor. Şarkı, dinleyenleri derdi, kederi, hüznü, acıyı geride bırakıp mavi denizlerde yol almaya davet ediyor. Mavi, gazeteci Serhat Tekin'in sorularını yanıtladı.

Mavi’yi geçtiğimiz sene çıkardığı, kendiyle aynı adı taşıyan albümüyle tanıdık. Sarı saçları, mavi gözleri, kendi söz ve besteleriyle farklı bir nefes olma amacıyla çıktı yola. Ses rengi ve sade düzenlemeleriyle pop müzik karmaşası içinde oksijen görevi gördü.

‘30’ şarkısıyla 30’una gelen kadınların gönüllü tercümanı oldu. Şimdi yeniden ‘Kaptan’ ile karşımızda olan sanatçı, dümeni yeni başlangıçlara kırıyor şarkılarıyla. Kaptanımız Mavi ile bu yeni yolculuğunu konuştuk.

- ‘Kaptan’ ile yeniden aramızdasınız. Kaptan nasıl bir sürecin ürünü?‘Kaptan’ stüdyoya kapanıp 11 şarkı kaydettikten sonra, albümün bittiğini düşündüğümüz günlerde çıkmış bir şarkı. Her işte, ilişkide olduğu gibi şarkılara da gerginlik, telaş iyi gelmiyor. Kendiliğinden ortaya çıkanlar en zorlamasız ve en güzel olanlar. Biraz uzaklara kaçmak için arabaya atladığım bir gün, “Çekilin yoldan geliyor kaptan” diye mırıldanmaya başladım, arkası da geldi. Tamamen kendime yazılmış bir şarkı oldu. Sanki kendi sırtımı sıvazlayıp “İyisin, iyisin… Bir sorun yok” dedim bu şarkıyla. Daha kimse duymadan benim dilime yapışmıştı.

- Daha önce söylediğiniz ‘30’ şarkınızda nasıl bir kadın vardı, şimdi ‘Kaptan’ı nasıl bir kadın söylüyor?
İki şarkıda da aynı kadın var aslında. Sadece hayata farklı açılardan bakan şarkılar. 30 şarkısında 20’li yaşların ‘hafiften’ olgunlaşması ve kafa tutmasıyla, “Aşk acısından ölünmediğini gördük, ne yaşarsak yaşayalım dersimizi alıp devam edelim” diyordum. Şimdiyse sırf aşkın değil, sanki kendi geçmişinin sağlamasını alan bir şarkı var. Buradaki kadın, “Uslanmam, pişman olmam, kin de tutmam” diyor. Hayatıma girmiş ve bana eşlik etmiş herkese teşekkür ettiğim, yaralar açanlarla vedalaştığım ve yola yanımdakilerle devam ettiğimi söylediğim beyanname gibi bir şarkı Kaptan. Bir nevi ‘giden gider, kalan sağlar bizimdir’ şarkısı.

- Klip öncekilere göre de daha çocuksu. Orada nasıl bir Mavi var?
Klibi kadınsı ve alımlı olmak ekseninden çıkarıp gerçekte nasıl birisi olduğumu göstereceğim bir eksene oturttuk. Günlük hayatta olduğum gibi yerinde duramayan, çat burada çat kapının ardında; sakar, yaramaz, neşeli… Temayı tamamlamak için de kendi kıyafetlerimi giydim, kendi eşyalarımı kullandım. Çok mutlu ve sevgi dolu bir çocuktum, hâlâ gülümsediğimde 4 yaşımdaki halimi görüyorum fotoğraflarda. Kaptan’ın klibiyle o çocuğa selam çakıyorum aslında. Ne yaşarsa yaşasın içinde kir tutmamış bir kızın şarkısı Kaptan.

- Mustafa Ceceli aranje yapmış. Bu ilk müzikal birlikteliğiniz…
Gayet pozitif ve yetenekli birisi Mustafa Ceceli. Çalışmaktan mutlu oldum. Bana ve şarkıya yakışanı yapmaya özen gösterdi, çıkan sonuçtan da memnunum. Kişi olarak da çok zeki, neşeli ve cana yakın. Sohbeti, kahkahası bol bir çalışma oldu.

 -‘Kaptan’ çalışmanızdan biraz bahseder misiniz? 
Sadece 3 şarkımız var. Albüme hazırlık gibi düşündüğümüz için, etrafında oyalanmadan ilerlemek adına daha fazla şarkı koymak istemedik. Aslında sadece Kaptan ve Can Hatipoğlu’nun yaptığı remiksi olacaktı. Daha sonra diğer şarkılarla ilgili ipucu veren ‘Bilirim’ şarkısını da koymaya karar verdik. ‘Bilirim’in de sözü-müziği bana, düzenlemesi Hasan Meten’e ait.

- Yüksek tempolu şarkıların cirit attığı bir ortamda akustik ağırlıklı şarkılarınız var. Bilinçli bir seçim mi? 
Akustik müziğe daha yakınım. Ama yüksek tempolu şarkılarımız da var. Mesela bu single’daki ‘Bilirim’ orta-yüksek tempoda. Hasan’la müzikal kimyamızı çarpıştırıp sektörel kaygılar, sınırlar koymadık. İleride belki daha yüksek tempolu şarkılarımız olur. Hedef ezber bozmak değil, içimizden gelen müziği yapmak. Zaman zaman düzenin dışında kalıp, alkışlanabilir ya da dışlanabilir bu,  zaman zaman da ortama uymak gibi görünür ve eleştirilir. Bunlar kaygım dışında.

- Tarzınız hep böyle mi olacak? Radikal değişiklikler düşünür müsünüz müziğinizde?
Bir sabah kalkıp, “Ben artık rock müzik yapacağım” kadar keskin bir değişiklik yapacağımı zannetmiyorum. Ama zaten pop müzik birçok müzikten beslenen bir tür. Bu yolda gelişmek olduğu kadar değişmek de olası. Yapacağım müziğin sound’u ve ruhu ne olursa olsun, albümlerimde en az bir tane kişisel ve tarz dışı şarkı bulunmasını istiyorum. Hani ancak keşfedenin bildiği, az ve öz insanın seveceği türde.

- Ortada olmadan, sadece albüm çıkararak müzikal yolculuğunuza devam ediyorsunuz. Yaptığınız işin karşılığını alabiliyor musunuz?
Ortalarda olmak bence sadece tanınmaya yarıyor. Onun da dönüşü oluyor bir şekilde ama benim esas hedefim, ürettiğim şarkılarla bir dinleyici kitlesi oluşturmak ve onlara konserler vermek. O yüzden benim yapmam gereken sadece şarkı yapmak, kliplendirmek ve doğru ortamlarda dinleyicilerle buluşmak. Şu anda tohumlar ekiyorum; bir anda karşılığını almak, patlamak-çatlamak gibi kaygılarım yok. Şarkılar sevilsin, insanlar kalplerine, hafızalarına alsınlar yeter. Geri dönüşü illa olacaktır.

- Mavi’yi platin rengi saçlarıyla tanımıştık, şimdiyse saç renginiz koyu. Bu değişim nasıl oldu?
Bir anda! Değişiklik iyidir, seneler önce bir gün kalkıp beyaz-gri olmuştum, yarın da belki bambaşka bir renk olur.

- Hep kendi şarkılarım olsun mu diyorsunuz? Başkalarının şarkısını okumaz mısınız?
Okurum, hiç öyle bir ısrarım yok. Sonuçta kendi hislerimi paylaşmak için şarkı yapmaya başladım ama başkalarının duygularını yorumlamak da doyurucu. Zaten ilk albümde ‘Neler oluyor’ diye bir cover şarkı vardı. Kafamda yine iki cover var. Ayrıca Mete Özgencil, Ümit Sayın gibi sevdiğim isimler var. Bir gün onlardan da bir şarkı yorumlamak isterim.