Serhat Tekin & Sıla Gençoğlu röportajı
Bana soğuk derler ama aslında laubaliliği sevmem!
Sıla, yeni albümü 'Vaveyla' ile içine attıklarını şimdi bağırıyor. 'Çığlık' anlamına gelen 'Vaveyla' için 'Biraz öfkeli, biraz da mutlu bir çığlık' diyen Sıla, gazeteci Serhat Tekin ile yeni şarkılarını, değişen müziğini ve hayatı konuştu.
Sıla 2007'de çıkardığı ilk albümünden bu yana birlikte çalıştığı aynı zamanda yol arkadaşı da olan müzisyen Efe Bahadır'la yaptı yeni albümü 'Vaveyla'yı. Bu defa şarkılarını dinleyenlerin daha uzun mesai harcamasını istiyor sanki. Kendi de hissettiğimiz bu farklılığı dile getiriyor ve 'Yeter, diye bağırdığım bir dönemin çalışması' diyor. Biz de Sıla'nın isyanının nedenini, bunun müziğe nasıl dönüştüğünü anlamaya çalışıyoruz...
- Vaveyla nasıl bir çığlık? Biraz öfkeli, biraz da mutlu... Bundan önceki albümüm içe dönük bir bağırıştı. İnsan zaman içinde bazen içe dönüp, duvarlarla konuşmak istiyor; bazen de bütün o duvarları yıkıp daha net, camsız görmek istiyor her şeyi. Bunu tetikleyen olsa olsa hayattır. Bir arkadaşım 'Bütün albümlerini seviyorum ama bu, çalarken insanı başkasıyla konuşturmuyor. Fon olabilecek bir albüm değil. Can kulağıyla dinlemek gerekiyor' demişti. Müzik öyle bir şeydir zaten.
- Dinleyici ne der bu konuya? Biraz daha zor olmuş olabilir. Zaten işimiz bu. Her zaman çıtayı biraz daha yukarı çekmek lazım... Biz aşağı inersek, hiçbir kıymeti yok.
- Alaturka enstrümanlar kullanmamışsınız. Klasik Batı yaylıları çaldırdık; şarkılar öyle istedi... Diğer albümlerde ud bol kullanılan bir enstrümandı; udun yerini elektro gitarlar aldı.
- Bu yeni bir müzikal yol mu sizin için? 'Kariyerimin en iyi albümü budur! Öncekileri silerim!' gibi bir tutumum yok. Asla! Bu, böyle bir dönemin albümü.
YETENEK BİTMEZ
- Sürekli üreten insanlardan birisiniz. Yeteneğinizin tükeneceğini düşünür müsünüz? Üreten insan hep bunu düşünür ama bunlar hiçbir zaman gerçekleşmez. Akmaya devam eder. Çünkü sizin hayatta kendinizi ifade etme yolunuz yazmaktır, söylemektir.
- Şarkılarınızda hayal kırıklığının altını çiziyorsunuz... Hayatınızda da böyle mi? Mutlaka birileri gelir bir yeri bozar ve gider. Çok dert etmiyorum. Onlar bozuyor biz tekrar yapıyoruz.
- 'Kül yutmaz' bir tavrınız da yok değil... E yutmam artık! 32 yaşında neyin külünü yutacağım? Yeni tanıştığım insanlarla mesafemi korumaya gayret ederim. Bunu asla soğukluk olarak söylemiyorum. Herkesin bu mesafeyi koruması gerektiğine inanırım. Bu yüzden yeni tanıştığım insanlardan hadsizlik, terbiyesizlik görmedim. Belki de duruştan kaynaklanıyor. Laubaliliği hiç sevmem.
- 'Zor Sevdiğimden' isimli bir şarkınız var albümde. Zor mu seviyorsunuz?Zor güvenirim. Hele ki bu devirde gerçekten sahipsiz kaldık. Bunun sadece benim için geçerli olduğunu da düşünmüyorum. Karşı tarafın beni inandırması gerek. Bu da zaman alıyor.
- Zor bir insan mısınız?Yok zor bir insan değilim; uyumlu ve ılımlıyımdır. Hiç öyle dışarıdan göründüğü gibi 'höt zöt' biri değilim. Sıkıntı yaratmam.
- Görüyorum ki aslında çok eğlenceli, esprili bir insansınız. Ama yine de insanlar size karşı mesafeli durmayı tercih ediyor... Böyle olması da iyidir bence. Bunun aslında öyle olmadığını göstermek için de çaba sarf etmiyorum. Egeliyim, bu yüzden sıcakkanlıyım. Ama insan öyle tanımadığı birinin boynuna da sarılmaz yani. Çok alıştık biz o tip insanlara. Son derece de samimiyetsiz buluyorum bu durumu.
- Şarkılarınızda hayal kırıklığının altını çiziyorsunuz... Hayatınızda da böyle mi? Mutlaka birileri gelir bir yeri bozar ve gider. Çok dert etmiyorum. Onlar bozuyor biz tekrar yapıyoruz.
- 'Kül yutmaz' bir tavrınız da yok değil... E yutmam artık! 32 yaşında neyin külünü yutacağım? Yeni tanıştığım insanlarla mesafemi korumaya gayret ederim. Bunu asla soğukluk olarak söylemiyorum. Herkesin bu mesafeyi koruması gerektiğine inanırım. Bu yüzden yeni tanıştığım insanlardan hadsizlik, terbiyesizlik görmedim. Belki de duruştan kaynaklanıyor. Laubaliliği hiç sevmem.
- 'Zor Sevdiğimden' isimli bir şarkınız var albümde. Zor mu seviyorsunuz?Zor güvenirim. Hele ki bu devirde gerçekten sahipsiz kaldık. Bunun sadece benim için geçerli olduğunu da düşünmüyorum. Karşı tarafın beni inandırması gerek. Bu da zaman alıyor.
- Zor bir insan mısınız?Yok zor bir insan değilim; uyumlu ve ılımlıyımdır. Hiç öyle dışarıdan göründüğü gibi 'höt zöt' biri değilim. Sıkıntı yaratmam.
- Görüyorum ki aslında çok eğlenceli, esprili bir insansınız. Ama yine de insanlar size karşı mesafeli durmayı tercih ediyor... Böyle olması da iyidir bence. Bunun aslında öyle olmadığını göstermek için de çaba sarf etmiyorum. Egeliyim, bu yüzden sıcakkanlıyım. Ama insan öyle tanımadığı birinin boynuna da sarılmaz yani. Çok alıştık biz o tip insanlara. Son derece de samimiyetsiz buluyorum bu durumu.
KONSERDE ZAFER ÇIĞLIĞI- En son ne zaman çığlık attınız?
Yeni albüm arifesi 3-4 aydır konser yapmıyorduk. 10 gün önce tekrar sahneye çıktım. Çok güzel ve coşkulu geçti. Sonunda bir zafer çığlığı attık hep beraber.
- Arızalarınız var mıdır?
Vardır. Haksızlığa çok canım sıkılır. Saygısızlığa gelemiyorum. Hiç belli olmuyor, bir sürü şeye şalterim atabiliyor.
- Aşkınızı şiddetli mi yaşarsınız? Kalkıp bir vazo fırlatır mısınız mesela?
Tutkulu insanımdır. Karşımdaki insana vurmam tabii ki. O vazoyu kırmak gerekiyorsa, kıracaksın. Ama karşındakinin kafasında değil. O çok ayıp.
- Müzikteki ortağınız ve dostunuz Efe Bahadır'la iyi bir ikilisiniz. Gün gelip ayrı insanlarla çalışma kararı alır mısınız?
O kimyayı yakalamak çok zor bir şey. Başka insanlarla çalışıp aynı lezzetin çıkma ihtimali çok zor. Bu zaman dilimi içinde birbirimizi çok iyi tanıyıp harmanlandık. Öyle maceralara atılmak gibi akıl dışı hareketler yapma fikrimiz yok.
- 30'lu yaşlarınızda hayat nasıl?
20'lerdeki sersem sepelek gençlik hallerimi pek sevememiştim. Daha bir oturaklı 30'lar.
- Size arkadaşlarınız 'Türk Dil Kurumu' diyormuş...
Şarkı sözü yazarıyım; tabii ki dilime önem vermek zorundayım. Edebiyat düşkünlüğüm genç yaşlardan beri var. Türkiye'de yaşıyoruz. Dilimizi bilsek fena mı olur? Türkçe konuşuyoruz ama 'Türkçe' konuşmuyoruz.
Yeni albüm arifesi 3-4 aydır konser yapmıyorduk. 10 gün önce tekrar sahneye çıktım. Çok güzel ve coşkulu geçti. Sonunda bir zafer çığlığı attık hep beraber.
- Arızalarınız var mıdır?
Vardır. Haksızlığa çok canım sıkılır. Saygısızlığa gelemiyorum. Hiç belli olmuyor, bir sürü şeye şalterim atabiliyor.
- Aşkınızı şiddetli mi yaşarsınız? Kalkıp bir vazo fırlatır mısınız mesela?
Tutkulu insanımdır. Karşımdaki insana vurmam tabii ki. O vazoyu kırmak gerekiyorsa, kıracaksın. Ama karşındakinin kafasında değil. O çok ayıp.
- Müzikteki ortağınız ve dostunuz Efe Bahadır'la iyi bir ikilisiniz. Gün gelip ayrı insanlarla çalışma kararı alır mısınız?
O kimyayı yakalamak çok zor bir şey. Başka insanlarla çalışıp aynı lezzetin çıkma ihtimali çok zor. Bu zaman dilimi içinde birbirimizi çok iyi tanıyıp harmanlandık. Öyle maceralara atılmak gibi akıl dışı hareketler yapma fikrimiz yok.
- 30'lu yaşlarınızda hayat nasıl?
20'lerdeki sersem sepelek gençlik hallerimi pek sevememiştim. Daha bir oturaklı 30'lar.
- Size arkadaşlarınız 'Türk Dil Kurumu' diyormuş...
Şarkı sözü yazarıyım; tabii ki dilime önem vermek zorundayım. Edebiyat düşkünlüğüm genç yaşlardan beri var. Türkiye'de yaşıyoruz. Dilimizi bilsek fena mı olur? Türkçe konuşuyoruz ama 'Türkçe' konuşmuyoruz.
Yorumlar