Güntaç Özdemir röportajı. Akşam gazetesi Pazar eki. 2012
Güntaç Özdemir’in rol aldığı ‘M.U.C.K.’ dizisi uzun soluklu olamadı ancak genç müzisyen ilk albümüyle yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Kendi söz ve bestelerinin olduğu ‘Benimle Yan’ albümü raflarda yerini aldı. “Müzik de bir sanattır” diyen Özdemir ile görüştük ve fikirlerini öğrendik.
Sıra dışı bir portre 27 yaşındaki Güntaç Özdemir. Televizyon dizisiyle başlayan yolculuğu, dizideki şarkı ve bestelerinin beğenilmesiyle müzik şirketlerinin dikkatini çekiyor. Özdemir’e albüm yapmak için, star hayalleriyle süslü bir imaj çiziliyor ancak Özdemir oralı olmuyor ve safını belirliyor: “Müzik şirketlerinin hayal ettiği paketin arkasında duramam.”
Muck adlı televizyon
dizisiyle geniş kitleler sizi tadını. Ama sizin hikayeniz bu kadar kısa değil.
Ortaokul yıllarından beri müzikle ilgileniyorum. Davul
çalarak başladım. Çeşitli gruplarda çalıp söyledim. Üniversitede Jinga adında
bir grubum vardı. 3 sene boyunca düzenli olarak İf’de program yaptık.
İstanbul’da çalmaya başladık. İletişim tasarım okuduğum için, oyunculuk
yönetmenlik de yapıyordum. Kısa filmler çektim. Amerika’ya gittim. Orada Jazz
söyledim. İstanbul’a taşındım. Ses mühendisliği eğitimi aldım. Ardından Muck
dizisi teklifi aldım. Hiç aklımda yoktu açıkcası. Doğru düzgün bir dizi
izleyicisi bile değilim. O rol sayesinde geniş kitlelerle buluştum. Ama
sorarsanız ben bir müzisyenim.
Albüm yapmak
istemiyormuşsunuz aslında.
Dizi ile birlikte ‘Benimle yan’ şarkısı ilgi görünce, benden
albüm beklentisi çoğaldı. Müzik şirketleri gelmeye başladı. Müziğin, resim ve
heykelden farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu bir sanat dalıdır. Fakat maalesef büyük
şirketlerle görüştekten sonra önemli olan en son şeyin müzik olduğunu gördüm.
Olduğundan başka bir dünya yaratılıp, seni o şekilde lanse ediyorlar. Ben bunu
yapabilecek bir adam değilim. Onların hayalindeki paketin arkasında duramam. Bu
yüzden albüm yapmak böyle birşeyse ‘Ben albüm yapmak istemiyorum’ dediğim
zamanlar oldu.
Popüler müzik
yapıyorum demişsiniz. Ama şu sıralar duyduğumuz şarkılara çok benzemiyor
şarkılarınız.
Popüler müzik yapıyorum derken, onu gerçek sözlük anlamıyla
kullandım. Popüler müzik insanlara hitap eden müziktir. Herkesin yaşayabileceği
hikayeleri dile getirmektir. Ben türk pop müzik şarkıcısı olduğumu şu anki
durumda tabiiki söyleyemem. Deneysel, teknik, sınırları zorlayan müzikler çok
dinlememe rağmen öyle bir müzik yapmıyorum. Güncel konulardan bahseden şarkılar
yaptığım için popüler müzik yaptığımı söylüyorum.
Neler var Güntaç
Özdemir’in müziğinde?
Müziğin her çeşidini severek dinleyen, hepsinden birşeyler
kapan bir insanım. Bu albümde de o zenginlik, o karışıklık var. Rock unsurları
baskın. Çok büyük bir Jazz dinleyicisiyim. Söylüyorum da. Onun da etkileri var.
Soul, Funk esintileri de mevcut. Şarkıların hikayesi hangi türe giderse onu
sundum.
Herkes dinler mi bu
müziğinizi?
Herkes dinler çok diyemem. Ama insanların kulaklarının acı
eşiğini zorlayacak bir durumum olduğunu aı düşünmüyorum. (Gülüyor) Beni tanımak
isteyen insanın dinlemek isteyeceği bir albüm.
Şarkı sözleriniz
farklı, samimi, günlük yaşamdan
Benim şarkı sözü yazmam başlı başına bir hikaye. Fransız
okulu mezunuyum. Üniversiteye kadar anadilim Fransızca gibi bişeydi.
Üniversiteyi okurken Türkçemle ciddi dalga geçen arkadaşlarım oldu. Hiç kendime
güvendiğim bir konu değil aslında şarkı sözü yazmak. Ama kitap okuyan, çok
gözlem yapan bir insanım. Durup dururken şarkı yazamıyorum. Duygularımı rakı
masasında anlatmam da, karalamaya başlarım. Yazdıklarım derlenip toparlanıp
sonradan şarkı sözü oluyor. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Samimi içimden
kustuğum kelimeler. Bir tekniğim yok.
Neyi anlatıyor
albümdeki şarkı sözleriniz?
Şarkıların büyük bir kısmı aşk üzerine. Duygusal bir insanım
beklentiler içine girip , hayal kırıklıklarına uğradığım oldu. Genelde
bunlardan bahsediyorum. Mutlu aşk şarkıları var. Yalnızlıktan keyif alma üstüne
şarkılarım da var. Ben böyle de mutluyum diyen şarkılar. Arkadaşlık üzerine
yaşadığım hayal kırıklıklarını anlatan kinayeli şarkılar var. Yakın çevremde olup
biten olayları, hikayeleri yaşadığım başroldeki insanlara yazdığım şarkılar.
Aşk samimiyet ve parantez içinde samimiyet (sizlik) üzerine şarkılar kısaca.
Nasıl bir insan
Güntaç Özdemir?
Sakin bir yapıya sahibim. Kolay sinirlenen, kızan bir insan
değilim. Sinirlendiğim zaman da çok üzülürüm aslında. Gözlerim dolar, dizlerim
boşalır. O raddeye geldiğim zaman söyleyeceğim şeyler olabiliyor. Bu şarkılar
bir hikayenin akabinde yaşanmış şarkılar olduğu için, çok üzüldüysem, o öyle
bir şarkı oluyor ki, beni üzen dinleyince gerçekten sıkıntılı birkaç dakika
yaşayabilir. Mutlu edene minnatlarlığı, üzene de hafiften laf sokarak cevaplar
verdim diyebilirim.
Albüm içinde ithaf
ettiğiniz kişiler şarkıların kendilerine olduğunu anladı mı?
Evet. Kodları çözüp beni gözyaşları ile arayan da var.
Telefon açıp ‘Beni maffettin’ diyen de var. Böyle şeyler oluyor. ‘Oley amacıma
ulaştım’ diye sevinmiyorum bunları duyunca. O şarkı süresince dikkatini
çekmekle alakalı bir durum bu. Kendini bilen eski dostlarım sevgililerim.
Ulaşılmaz star
denilen kavrama karşıymışsınız.
Gereksiz bir dünya kurtaran adamı modunda duruşun hiçbir
anlamı yok bence. Ben sokaklarda top oynayarak büyümüş biriyim. Samimi bir
insanım. Samimiyetsizliği sevmiyorum. Bir yazar arkadaşımız ‘Fazla muhabbet tez
ayrılık getirir’ sonucuna varmış bu samimiyetimden ötürü. Sanatçının
tanrısallaştırıldığı dönem rönesans dönemidir. Ben öyle biri değilim.
Samimiyetse
samimiyet. Sizden daha başka neler bekleniyor ki?
Benden ne beklendiğini bilmiyorum. Klasik gömlek giyeyim.
Üzerine bir yelek. Ufuklara bakıp pozlar vereyim. Yok öyle birşey. Öyle bir
dünyada yaşamıyorum ben. Albüm kapağında giydiğim kıyafet benim günlük
kıyafetim. Üstüne oturduğum amfi beni. Kitapçığın içindeki objeler evimden,
odamdan çıkan malzemeler.
Zaman içinde daha çok
isim yapıp, ünlenince değişime uğramaktan korkuyor musunuz?
Tabii ki olabilir. Birçok arkadaşım şöhret oldu. ‘Ben neysem
oyum, değişmedim’ gibi bir durum ne kadar söylense de böyle birşey yok. Bir
değişi var. Gerekli olan bir değişim belki. Hareketlerinize daha çok dikkat
etmeniz gerekecek. Sizi örnek alıyorlar. Gece çıkıp sağda solda sapıtamazsınız.
180 derece değişim olması yanlış ama ufak tefek değişimlere uğrarım diye
düşünüyorum.
Albüm içinden birde
kitapçık çıkıyor.
Evet. Albüm içinde yazdığım öyküde ‘Güntaç Özdemir 85
yılında Ankara’da doğdu’ diye başlayan bir önsöz yazmak istemedim. Bu ne kadar anlatabilir seni?
Nasıl bir sıcaklık geçirebilirsin karşı tarafa? Bu yüzden 48 sayfalık bir
kitapçık yaptım.
Ne anlatıyorsunuz bu
kitapçıkda?
Hem birinci gözden, hem de üçüncü gözden bugüne kadar
gelişimin küçük bir hikayesi. Şarkıların nasıl çıktığını genel bir dille
anlattım. Normal bir öykü gibi anlattım. 11 şarkının hikayesi bu kitapçık
içinde var. Tek başına bir öykü gibi de okunabilir.
Bazı şarkılarda
sesinizi enstrüman olarak kullandığınızı görüyorum. Mesela trompet.
Trompetçi sıkıntımız vardı. Bende sesimle yaptım
(Gülüyor) Bu dinlediğim ve çok
etkilendiğim sanatçıların kullandığı bir teknikti. İlk gördüğümde ağzım açık
kalmıştı. Beatbox da yapıyorum. Beslendiğim şeyler olduğu için şarkılarıın
doğru yerlerinde kullanmak istedim.
Dışardan bohem
algılandığınız oluyor mu?
Beni öyle algılıyorlar bazen. Beni tanımayan insan bana
gıcık oluyor. Bu insanlarla çok samimi arkadaş olduk sonra. ‘İlk tanıdığımda
sana çok gıcık oluyordum’ dediler. Ben öyle biri değilim. İnsan tanımayı
severim. Sosyal insanım. İç dünyamın kopuklukları da olabiliyor arada ama.
Yorumlar