Serhat Tekin & Deniz Seki röportajı

Serhat Tekin & Deniz Seki röportajı

AKŞAM gazetesi 15 Ocak 2012 Pazar eki

http://www.aksam.com.tr/dingin-bir-denizim-ufkum-acik,-masmavi--92629h.html

Dingin bir 'Deniz'im ufkum açık, masmavi

Geçtiğimiz yıl çıkan 'Sözyaşlarım' albümüyle uzun süren suskunluğunu bitiren Deniz Seki, yeni projelerini, hayata bakışını ve hakkında yanlış bilinenleri gazeteci Serhat Tekin'e anlattı.

Deniz Seki, geçtiğimiz yıl, uzun süren sessizliğini 'Sözyaşlarım' albümüyle bozmuştu. Kalbini açtığı şarkılarla beraber, daha dingin, daha sessiz, olanı biteni gözlemleyen, susan bir Deniz Seki gördük. Zaman içinde farkındalıklarının artığını söyleyen şarkıcı, 'Artık dingin bir 'Deniz' var...  Ufku açık, masmavi' diyor. Şahsına münhasır bir şarkıcı olduğunu ekleyen Seki, kendine benzeyen bir isim daha olmadığı iddiasında. Seki ile samimiyetle şarkıları ve hayatı konuştuk...

- 'Sözyaşlarım' uzun bir aranın ardından çıktı; dinleyicilerinizden ne tür tepkiler aldınız?

Son yılların, gelmiş geçmiş en güzel ve en dolu albümü. Bu konuda mütevazı olmayacağım. Albüm gibi bir albüm. Şarkıların hepsi kalbe dokunuyor çünkü yaparken kalbimi ortaya koydum. Bu duygu dinleyiciye de geçti ve albüm kendini ispatladı. Demlenen bir albüm; bu nedenle bu yıl da dinleyiciye ulaşmaya devam edecek.

- 2012, yeni yıl... Neler planlıyorsunuz?

Bu albüm tamamen kendini tükettikten sonra yeni albüm çalışmalarına başlayacağım. Ortaya çıkmadan açıklamak istemiyorum ama sahnede yapmayı hedeflediğim çok değişik şeyler var. İçinde müziğin, mizahın, müzikal tatların olacağı bir şey. Gösteri sanatları, şarkı söyleyip dans etmekten ibaret değil. İçine bir şeyler daha katıp büyütmek gerekiyor. Alt yapıları üzerinde çalışıyorum; daha fazla sır vermeyeyim.

ROCK ŞARKILAR YAPIYORUM

- Bu yıl sizden yeni şarkılar duyamayacağız o zaman...

Sevgililer Günü'nde bir sürprizim olabilir. Single veya bir konser... Henüz karar vermedim. Yeni şarkılar yapıyorum. Çok değişik, hafif rock tadı da var. Şaşıracaksınız.

- Çok fazla ortalarda görünmeyen bir tavrınız vardı geçtiğimiz yıl. Bilinçli olarak mı saklandınız?

Kendine ve şarkılarına güvenip onların gücüne inanırsan dinginleşiyorsun. Bir şeyleri anlatmak için tırmalamanın, çırpınmanın ve kendini kanatmanın anlamı yok. Eskisi gibi değilim... Şarkımı yazıyorum, söylüyorum ve uçuruyorum sesimle. Dinleyicinin kalbine konuyor.

- Hırslarınız yok mu artık?

Tabii ki hırslarım var ama onlar kendimle, müziğimle. 'Aman onu geçeyim, bunu geçeyim' dertlerim, telaşlarım hiç olmadı. Çok kendine münhasır, şarkı yazan biriyim.

- 'Popçu değilim' demişsiniz...

Evet, değilim. Bunu çok bilinçli olarak söylüyorum. Popüler müzik yapıyor olabilirim ama günümüzün müziğini ya da modaya uyan tarzda müzik yapmıyorum. Ne yaşıyorsam, ne biriktiriyorsam, kendi melodimle harmanlayıp şarkılara döküyorum.

- Hangi kategoridesiniz peki?

Deniz Seki'ye benzeyen, Deniz Seki'nin müziğini andıran bir kişi gösteremezsiniz. Anlatmaya çalıştığım şey bu. Taklidim yok. Bu benim daha özel bir şey yaptığımın işareti...

- Magazinden herkes kaçıyor ama siz artık biraz daha fazla gizleniyorsunuz.

Çünkü yıllar önce çok açık, çok şeffaf, net, her yaşadığını, dilindekini dinleyicisiyle, gazetecilerle paylaşan biriydim ve bunun da çok acısını çektim. Doğrucu Davut olmaktan çok başım yandı. Baktım bu kadar her şeyi ortada yaşamak insanın müziğinin önüne geçiyor. Özel hayat 'özel' olmalı. Özel olan bir şeyi neden tüzel hale getireyim? Neden sizlerle paylaşayım? Paylaşılması gerektiği noktada paylaşırım.


ASOSYALİM, MUTLUYUM

- Çok kaçınca kurmaca haberlerle karşılaşma olasılığı artmıyor mu?

Kurmaca haberlere malzeme  olmak için de sosyal olmak gerekiyor. Sosyal yaşamıyorum. Sosyal hayata sadece işim dolayısıyla katılıyorum. Evimde yaşıyorum ve bundan keyif alıyorum. Dışarıdaki hayat, tat vermiyor. Bir sahtekarlık var sokaklarda. İnsanlar eğlenmek için değil de birbirlerini irdelemek için sokaktalar. Bu mudur? Bence değil. Asosyal deniyor benim gibilere ama inanın çok daha keyifli.

- Ama yine de gün geçmiyor ki sizin basın açıklamalarınızı okumayalım. 

İşte, düşün! O kadar dikkat etmeme rağmen yine bazı şeyler çıkıyor. Çünkü, kötü insan çok. Hakkımda söyleyen herhangi bir yalan veya yanlış habere anında müdahale etmem gerekiyor. Yoksa o bir zincir haline dönüşüyor.

- En son hangi haberinizi düzeltmek zorunda kaldınız?

Geçen gün, evlilikle ilgili bir soru sormuşlar, ben de demişim ki '3-4 adayım var, beni bekliyor.' Böyle bir şey söylenir mi? Deli olmak lazım! 'Evlilik var mı' diye sordular. Ben de 'Evet var. Kardeşim evlenecek' dedim. Bütün olay buydu aslında.

- Ben şimdi sorayım o zaman. Evlilik var mı?

İnşallah zamanı gelince olacak. Ama bu yıl olur mu? Bunu nereden bileyim? Sürpriz (gülüyor).

- Kendinizi nasıl anlatırsınız?

Gayet dingin bir Deniz. Dingin, ufku açık, masmavi, oh... Deniz bu! Sağı solu mavi dolu.

- Kendinizi yeni yeni mi keşfediyorsunuz?

Yaşadığın süre içinde kendini keşfetmeye devam ediyorsun. 'Ben kendimi keşfettim, tamamım arkadaşlar' dediğinde zaten 'Hadi bay bay' demek gerekiyor (gülüyor). Farkındalıklarım artıyor ve böylece hayat daha manalı oluyor. Hepimiz yaşıyoruz da farkına varmıyoruz. Ben farkındalığımı artırarak yaşamayı öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.

- Hassaslığınızdan şikayetçiymişsiniz...

Bazen, çok aşırı duygusal olmak beni yoruyor. 'Bu kadar da duygusal olunur mu? Düşünme bu kadar!' diyorum kendime. Ama o da benim yapım. Değişmez. Bu yaştan sonra değişemem. O duygusallık beni besliyor.

- 'Hayallerim Hayal Oldu'nun klibinde, neden 'İncir Reçeli' filminin görüntülerini kullandınız?

Bu, bir hayranımın bize açtığı bir yol oldu. 'İncir Reçeli'nin görüntülerini alıp bu şarkıyla birleştirip bir video hazırlamış. Bizimle paylaştı. İzlediğim anda tüylerim diken diken oldu ve hemen filmin yapımcısıyla görüşüp haklarını aldık. Bu süreç çok zor oldu. O yüzden klip yayını gecikti.

- 'İncir Reçel'inin oyuncusu, şimdinin çok konuşulan şarkıcısı Halil Sezai'yi nasıl buluyorsunuz?

Bayılıyorum. O'nun müziğini ve oyunculuğunu çok seviyorum.

Can Bonomo, Eurovision'a cuk oturdu

- Geçtiğimiz günlerde Eurovision için yaptığınız açıklamalar konuşuldu.

Eurovision'un tanımının Türkiye'de gerçek anlamda yapılmadığını söyledim. Eurovision amatör şarkı yarışmasıdır. Burada şarkıcılar değil, şarkılar yarışır. Ve bu yarışmaya 'no name' kişiler katılır. Şarkılarını, bestelerini yarıştırır. Bizim ülkemizde evet birkaç ünlü arkadaşımız bize gayet güzel temsil etti ama bu durum bize özel. Diğer ülkelerde böyle bir şey yok.

- Can Bonomo gidiyor. Memnun musunuz bu seçimden?

10 numara bir seçim. O çocuk, gizli bir yetenek. Asıl Can Bonomo kimmiş Eurovision'dan sonra görecek insanlar.  Ve az önce yaptığım tanıma cuk oturan bir örnek olacak.

- İbrahim Tatlıses için şarkı hazırlamışsınız... Yeni albümünde söyleyecek mi onları?

Aylar önce hazırlamıştım o şarkıyı. Bir şarkı daha hazırladım; çok seviyorum İbrahim Tatlıses'i. O'nun başına gelenler hepimizi çok acıttı. Şarkım albüme girer veya girmez onu bilmiyorum ama yürekten iki şarkı hazırladım. Bunu da sordukları için söyledim gazetecilere yoksa böyle şeyleri sevmiyorum.

Güzelliğimi kıskandıkları için şişman diyorlar

- '50 yaşına gelince buralardan giderim' dediniz mi?

Beni ille buradan gönderecekler (gülüyor). Böyle bir şey demedim; hep uyduruyorlar. 'Deniz Hanım, Türkiye'yi terk ediyormuşsunuz...' Niye vatanımı terk edeyim? Deli miyim ben? Bir ara 'Ülkeyi terk etmeyi düşündünüz mü hiç' diye sordular. Öyle bir düşünce geçmiştir hepimizin kafasından ama sadece düşünce bulutudur. Bunu alıp 'ülkeyi terk ediyor'a getirdiler. Müziğime, memleketime yapacağım yatırımlarım, şarkılarım, yapacağım çok iş var daha...

- Sizin bir de hep kilolarınız konuşulur. Neden acaba?

Fıstık gibiyim. Güzel bir kadınım. Kıskanıyorlar herhalde. Defo arıyorlar bende. Defom yok ya! Onlar aramaya devam etsinler. Kendimle çok barışığım. Böyle şeylere takılsam, sıfır beden olurdum. Monica Belluci gibi bir kadın olmayı hayal ediyorum.