Serhat Tekin & Suzan Kardeş röportajı
Akşam gazetesi 14 Ocak 2012 Cumartesi eki
http://www.aksam.com.tr/muzige-genc-yasta-baslasaydim-kim-bilir-kac-albumum-olurdu--92447h.html
Müziğe genç yaşta başlasaydım kim bilir kaç albümüm olurdu
Altı albüm yapmasına rağmen kendine şarkıcı denmesini istemeyen ünlü makyöz Suzan Kardeş, son albümü 'Bekriya 6: Bekri'de bu kez sevilen Türk sanat müziği eserlerini seslendiriyor. Albümün içinde yer alan her bir şarkının ithaf edildiği isimler var. Suzan Kardeş, gazeteci Serhat Tekin'in sorularını yanıtladı.
Ben kendime şarkıcı demiyorum' diyor Suzan Kardeş. Bunu söylerken altıncı albümünü konuşmak üzere toplandığımızı hatırlatıyorum, 'Olsun' diyor. Çok keyif alıyor şarkı söylemekten ve dinlenilmekten. Bunu geç yapmış olmasını da çok umursamıyor. Şarkı söylemesinin ruhuna iyi geldiğini söylerken makyaj malzemelerinden ve setlerden de uzak kalmıyor. İlk göz ağrısı makyözlüğü fırsat buldukça ihmal etmemeye çalışıyor. Her çarşamba Beyoğlu Zarifi'de geniş bir repertuarla sahne alan Kardeş, 'Bekriya 6: Bekri' albümünde Türk sanat müziği şarkılarını ise sevdiklerine armağan ediyor.
- Altıncı albümünüz piyasaya çıktı. Şarkıcılık kariyeriniz hızla ilerliyor...
Şarkıcılık başka bir şey. Ben müziği sevdim. Aklımda kalan, kafamın takıldığı şarkılar var. Onları bir arşiv haline getiriyorum. Satılırsa ne ala. Zaten biliyorsun albümler artık doğru dürüst satmıyor.
- İddialı değil misiniz?
Benim bir iddiam olmadığı için de bu konu rahat davranıyorum. Ama düşünsene bir şarkıcının işi daha zor. Yeni şarkılar bulacak, aranjmanlarıyla uğraşacak, yeni sözler peşinde koşacak... Ben anonim, bilinen şarkılar söylüyorum. Sibel Algan'ın yazdığı bazı sözleri kullanıyorum albümlerde. Gerçek bir şarkıcının bunlarla ilgili büyük sorunları olur. Kendime şarkıcı dedirtmem. Gerek yok.
- 'Keşke en başında şarkı söylemeye başlasaymışım' dediğiniz oldu mu?
Bunu hiç söylememiştim. Ama bu yıl 'daha önce başlasaydım şimdi kim bilir ne kadar çok albümüm olurdu' sorusunu düşündüm (gülüyor). Hayatıma bu yaşta çok güzel bir renk kattı; onu çok iyi biliyorum. Geç saymıyorum. Zamanıymış, iyi olmuş.
- Şarkıcılık önce olsaydı yine de makyözlüğe merak sarar mıydınız?
Olurdu bence. Daha fazla sahne alacağım için belki zaman olmazdı ama yine hayatımın bir yerinde olurdu. Şimdi mesela artan sahne çalışmalarımdan dolayı yetişemiyorum her işe. Çalıştığım oyuncuların ve prodüktörlerin anlayışlı davranması sayesinde bu işi kotarıyorum. Ben ön hazırlığını yapıyorum ve gerisini ekibe bırakıyorum. Bu alanda da var olmayı sürdürüyorum yani.
- Şarkı söylerken size çok mutlu görüyorum. Hep istediğiniz bir şeymiş gibi...
Dinlenen biri olmayı seviyorum. Eğlendiren biri olmayı seviyorum. Bu 4 yıl içinde o kadar çok arttı ki seyirci ve dinleyicim, doğru bir yolda gidiyormuşum gibi geliyor. Çok büyük bir sahne gösterisi yapmayı istiyorum. Balkan ve Türk müziklerinin bir arada olduğu bir gösterinin hayalini kuruyorum. Neden böyle bir hayal kurmayayım ki? Bakarsın olur.
ŞARKILARIM SEVDİKLERİME HEDİYE
- Yeni albümünüzde tekrar Türk sanat müziği şarkılarına yer vermişsiniz.
Aslında ilk albümüm Türk sanat müziği albümüydü. O albümü hazırlarken Sezen Aksu'ya 'Sezen Hanım bir de Balkan şarkısı koyalım mı' diye sorduğumda, 'Hayır kendin yap, bu albüm böyle olsun' demişti. O ilk albüm o kadar çok sevildi ki, ben ne kadar Balkan şarkıları albümü yapsam da mekanlarda, barlarda, meyhanelerde hala benim birinci albümüm çok çalınır. Dolayısıyla bu da musiki severler için yaptığım albüm oldu.
- Bu albümdeki her şarkı bir sevdiğinize gitmiş öyle mi?
Evet, şarkıları sevdiklerime armağan ettim. Biz, Yugoslavya'dan geldiğimizde Aksaray'da oturmuştuk, bu yüzden anneme 'Aksaray'dan Geçer İken' şarkısını, babama sevdiği 'Haydar Haydar'ı, kız kardeşime 'Karam' şarkısını armağan ettim. Ben sarışın o esmer diye 'kara kız' derlerdi ona. Kızıma 'Fikrimin İnce Gülü'nü söyledim. Her şarkının kendi içinde manaları, mesajları var.
- Sevdiğiniz, gönlünüzü kaptırdığınız birisine armağan ettiğiniz şarkı da var mı bu albüm içinde?
Bilmem (gülüyor)...
- Kendinize 'Meyhanenin Gülü' şarkısını armağan etmişsiniz...
Aslında ben albümün adını 'Meyhanenin Gülü' koyacaktım. 14 sene işlettiğim bir meyhanem vardı. Orada Türkan Şoray'ın oynadığı 'Meyhane'nin Gülü' filminin afişi asılıydı. Ben o afişi albüm kapağımda da kullanmak istedim ama ürktüm. Hem Türkan Şoray'ı rahatsız etmeyeyim hem de o afişi kullanmak birtakım izinler gerektirebilir diye. Benim için çok önemlidir ve bir Makedon şarkıdır. O şarkıyı kendime hediye ettim, evet.
- Albüm kartonetinde 'Sevginizi söylemekten çekinmeyin' diyorsunuz. Siz bunun acısını mı çektiniz?
Evet aynen öyle. Ben tavır olarak biraz sert, duygularını gizleyen, aksi görünen biriyim. Gerçekten sevdiğimi kolay kolay söylemem, öpmem. Sevgi gösterilerim çok yoktur. Aynen söylediğin gibi, kendime bir öz eleştiri yaptım galiba.
- Hep içinize mi atıyorsunuz?
Ben öyleyim. Benim şansım küfürbaz olmam. Öyle deşarj oluyorum. Ciddiye alana şaşarım. Ama gerçek anlamda kimsenin kalbini kırmak istemem.
ÖZEL ANLARI ANLATMAK BANA YAKIŞMAZ
- Sizden kitap bekleyenler var. Malum makyaj yapılırken insanların anlattıkları ve hikayeler...
Yok öyle bir şey yapmam. Allah da aklını yedirmesin bir insana böyle bir şey yapmak için. Kimsenin özelini sırrını dökmek gibi niyetim yok. Dört kan grubuyuz nereye kadar farklı olabiliriz ki? Bizim için o an özel olan şeyler onlar. Böyle bir şey yapmak bana yakışmaz.
- Daha öncede bazı dizi çalışmalarınız oldu. Devam etmek istiyor musunuz?
Çok isterim. Özel insanlarla çalıştım. Bizim camia okul gibi.
Yorumlar