Serhat Tekin & Ozan Çolakoğlu röportajı
Halk, eşlik edebileceği şarkı istiyor
Bu yazın en çok dinlenen şarkılarından biriydi Ozan Çolakoğlu’nun Ajda Pekkan ile yaptığı ‘Ara Sıcak’… Başarılı aranjör aynı zamanda DJ performanslarıyla da aranan isimlerden biri. Çolakoğlu ile şarkılarını ve ‘hit’ olmanın formülünü konuştuk; Tarkan’ın yeni albümüyle ilgili tüyolar aldık. Gazeteci Serhat Tekin'in sorularını Ozan Çolakoğlu yanıtladı.
Müzisyen ve aranjör Ozan Çolakoğlu, geçtiğimiz yaz birçok ünlü ismi buluşturduğu ‘Ozan Çolakoğlu 01’ adlı bir albüm yayımladı… Bu yaz da ‘plaj partilerinde’ DJ performanslarıyla büyük ilgi toplayan müzisyen, mütevazılığı elden bırakmıyor ve “Bende ego yok” diyor.
Ajda Pekkan’la yaptığınız ‘Ara Sıcak’ şarkısı sürpriz bir iş oldu…
Spontane gelişen bir durumdu. Ajda Pekkan, bu yaz için Gülşen’den şarkı istedi. Daha sonra şarkı yapım aşamasında öyle bir hal aldı ki Ajda ve ben birlikte çalışırsak ortaya farklı ve yeni bir müzik çıkacağı fikri doğdu… Tam bir kulüp şarkısı oldu. Caz ezgileriyle başlıyor, ardından sert bir kulüp şarkısına dönüşüyor. Klip çekildikten sonra ilgi daha da arttı.
Şarkı için bazı olumsuz haberler de çıktı...
Yazıldı çizildi öyle saçma şeyler. Yok, efendim şarkı çalınca insanlar tepki gösteriyor, yerine oturuyormuş... Ajda Pekkan’a tepki gösteriyorlarmış güya... Ben de onlara inat, ne zaman o şarkıyı çalsam, izleyicinin coşkusunu Twitter ve Instagram’dan paylaşıyorum.
DJ’liğiniz de çok rağbet görüyor…
Güzel bir deneyim. Yaptığım müziklere verilen tepkiyi bire bir görebiliyorum. Kendimi geliştirmek açısından çok faydası oldu. Karşımdaki insan şarkılarla eğlenince, ben de eğleniyorum. Eğlenmezlerse ‘keyfim’ kaçıyor. Zaten çok meraklı değilim kendimi göstermeye… İstiyorum ki insanlar eğlensin, dans etsin.
“Bana kalsa Türkçe şarkı çok çalmam” demişsiniz…
Konsept bozuluyor çünkü. Çaldığım yabancı şarkıların arasına uyumu bozmayan Türkçe şarkılar serpiştiriyorum. Ama belirli bir saatten sonra insanlar daha fazlasını istiyor. Kulüpte çalınacak düzeyde Türkçe şarkı maalesef çok yok.
Peki, Türkler neyle coşuyor?
Türkler, şarkıya bağıra çağıra eşlik etmek istiyor. Ben zaten şarkıları yaparken dinleyen eşlik eder mi diye canlandırmaya çalışıyorum. Öyle görünmüyorsa üzerinde değişiklikler yapıyor, sözlerini değiştiriyorum, daha kolaylaştırıp rahat söylenebilecek bir hale getiriyorum.
Size çok rağbet var şu sıralar. Seçici davranıyor musunuz?
Çalıştığım belli isimler var ama kırmadığım insanlar oluyor, o da şarkıyı seversem... Bazen ona bile fırsat bulamıyorum. Bekleyen çok prodüksiyon var. Tarkan’ın albümüne başlıyoruz. Göksel bekliyor. Sonra Gülşen olacak. Bu arada seçici olmaya fırsat kalmıyor.
‘Ozan Çolakoğlu 02’ albümü gelecek mi?
Hep aralara sıkıştırıyorum kendimi... Bundan önceki albüm de öyle oldu. Fikir olarak bir şeyler var. Ama kimlerin olacağına henüz karar vermedim. Çalışmak istediğim çok sanatçı var.
Birçok aranjör albümü çıkıyor. Kendi aranızdaki rekabet nasıl; çekişmeli mi?
Fanlar yaratıyor bu çekişmeyi… Onlar birbirine giriyor, insanları da bunun içine sokuyorlar. Aslında öyle bir şey yok. Bu tür albümler ne kadar çok yapılırsa, o kadar iyi. İster istemez rekabet oluyor ama hepsi arkadaşımız. Birbirimizi seviyor, tebrik ediyoruz.
Aranjör albümlerinde 1-0 önde oluyorsunuz. Çünkü albümünüzde Tarkan oluyor…
Herkesin hayalidir Tarkan’la çalışmak; böyle bir ayrıcalığım var… Rahatsız olan da vardır. Çok takılmıyorum. İşin içinde ego var sonuçta...
Sizde ego yok mu?
Yok. Yaptığım işi büyütmüyorum. Müzik yapıyoruz sonuçta. Bir iddiam yok. Üç ay önce yaptığımı beğenmeyerek devam ediyorum yola. Daha iyisini yapmalıyım diye çalıştığım için, o havaya giremiyorum. Başka hedeflerim var. Bu ister istemez insanı daha mütevazı, daha ayakları yere basan biri yapıyor. Öbürü kendini bilmezlik ya da çok fazla özgüven.
Siz neler dinliyorsunuz Türkçe?
Daha akustik, daha organik prodüksiyonlar beni çok etkiliyor. Özellikle yeni çıkan isimler hep bir şeylerin taklidi. Erkeklerde Tarkan, Kenan Doğulu kopyası çıkıyor; kadınlarda Gülşen, Demet, Hande... Yeni bir şey sunmak gerekiyor. Tarkan ve Sezen Aksu gibi isimlerin şarkılarını radyoda dinlediğimizde iki saniyede anlıyoruz kim olduklarını. Bir karakter
eksikliği var yeni seslerde.
Tarkan’ın yeni albümüne başladınız mı?
Önümüzdeki yaz gelmeden çıkarmaya niyetimiz var. Heyecanlanıyorum Tarkan ile çalışırken çünkü farklı şeyler yapmaya o da açık.
‘Tarkan her şekilde sevilir’ rahatlığı mı var?
Yok, öyle bir rahatlık… Olsa bile bir iki şarkıda; albümün tamamında onu yapmak riskli olur. “Tarkan’ın ‘Kuzu Kuzu’su gibi şarkı yapsanıza” diyorlar. Biz onu zaten yaptık. Yeni şeyler denemeyi, risk almayı seviyorum.
Mustafa Sandal’la çalıştınız yeni şarkısında...
Mustafa Sandal, Gülşen’den yaz için bir şarkı rica etti. Gülşen’in şarkılarını ben aranje ettiğim için doğal olarak ben de dâhil oldum. Çok memnun oldum. Musti’yi zaten çok severim. Hayranlarından güzel tepkiler geliyor.
Tarkan hayranlarından tepki almışsınız Mustafa ile çalışınca.
Müzik yapıyoruz sonuçta. Mustafa, Tarkan’ın şarkılarını sevdiğini söylüyor. Tarkan, Mustafa’nın şarkısını çok sevdiğini söylüyor. Ama hayranlara bakacak olursan savaşa sokacaklar bizi.
Müzik dünyasında gündemde olan ‘Youtube’ yolsuzluğu hakkında ne söyleyeceksiniz?
Kendi adıma hiç böyle bir talepte bulunmadım. Twitter’da 5 bin takipçim var, istesem yükselttirebilirim… Ama sonra nasıl ölçeceğim kendimi? Sadece kendimi kandırırım. Şizofreni bence bu… İnsanın kendini ölçmesi için rafine takipçiye ihtiyacı var. Öbür türlü şişirme rakamlarla geçici ego patlaması o kadar.
Türkler, şarkıya bağıra çağıra eşlik etmek istiyor. Ben zaten şarkıları yaparken dinleyen eşlik eder mi diye canlandırmaya çalışıyorum. Öyle görünmüyorsa üzerinde değişiklikler yapıyor, sözlerini değiştiriyorum, daha kolaylaştırıp rahat söylenebilecek bir hale getiriyorum.
Size çok rağbet var şu sıralar. Seçici davranıyor musunuz?
Çalıştığım belli isimler var ama kırmadığım insanlar oluyor, o da şarkıyı seversem... Bazen ona bile fırsat bulamıyorum. Bekleyen çok prodüksiyon var. Tarkan’ın albümüne başlıyoruz. Göksel bekliyor. Sonra Gülşen olacak. Bu arada seçici olmaya fırsat kalmıyor.
‘Ozan Çolakoğlu 02’ albümü gelecek mi?
Hep aralara sıkıştırıyorum kendimi... Bundan önceki albüm de öyle oldu. Fikir olarak bir şeyler var. Ama kimlerin olacağına henüz karar vermedim. Çalışmak istediğim çok sanatçı var.
Birçok aranjör albümü çıkıyor. Kendi aranızdaki rekabet nasıl; çekişmeli mi?
Fanlar yaratıyor bu çekişmeyi… Onlar birbirine giriyor, insanları da bunun içine sokuyorlar. Aslında öyle bir şey yok. Bu tür albümler ne kadar çok yapılırsa, o kadar iyi. İster istemez rekabet oluyor ama hepsi arkadaşımız. Birbirimizi seviyor, tebrik ediyoruz.
Aranjör albümlerinde 1-0 önde oluyorsunuz. Çünkü albümünüzde Tarkan oluyor…
Herkesin hayalidir Tarkan’la çalışmak; böyle bir ayrıcalığım var… Rahatsız olan da vardır. Çok takılmıyorum. İşin içinde ego var sonuçta...
Sizde ego yok mu?
Yok. Yaptığım işi büyütmüyorum. Müzik yapıyoruz sonuçta. Bir iddiam yok. Üç ay önce yaptığımı beğenmeyerek devam ediyorum yola. Daha iyisini yapmalıyım diye çalıştığım için, o havaya giremiyorum. Başka hedeflerim var. Bu ister istemez insanı daha mütevazı, daha ayakları yere basan biri yapıyor. Öbürü kendini bilmezlik ya da çok fazla özgüven.
Siz neler dinliyorsunuz Türkçe?
Daha akustik, daha organik prodüksiyonlar beni çok etkiliyor. Özellikle yeni çıkan isimler hep bir şeylerin taklidi. Erkeklerde Tarkan, Kenan Doğulu kopyası çıkıyor; kadınlarda Gülşen, Demet, Hande... Yeni bir şey sunmak gerekiyor. Tarkan ve Sezen Aksu gibi isimlerin şarkılarını radyoda dinlediğimizde iki saniyede anlıyoruz kim olduklarını. Bir karakter
eksikliği var yeni seslerde.
Tarkan’ın yeni albümüne başladınız mı?
Önümüzdeki yaz gelmeden çıkarmaya niyetimiz var. Heyecanlanıyorum Tarkan ile çalışırken çünkü farklı şeyler yapmaya o da açık.
‘Tarkan her şekilde sevilir’ rahatlığı mı var?
Yok, öyle bir rahatlık… Olsa bile bir iki şarkıda; albümün tamamında onu yapmak riskli olur. “Tarkan’ın ‘Kuzu Kuzu’su gibi şarkı yapsanıza” diyorlar. Biz onu zaten yaptık. Yeni şeyler denemeyi, risk almayı seviyorum.
Mustafa Sandal’la çalıştınız yeni şarkısında...
Mustafa Sandal, Gülşen’den yaz için bir şarkı rica etti. Gülşen’in şarkılarını ben aranje ettiğim için doğal olarak ben de dâhil oldum. Çok memnun oldum. Musti’yi zaten çok severim. Hayranlarından güzel tepkiler geliyor.
Tarkan hayranlarından tepki almışsınız Mustafa ile çalışınca.
Müzik yapıyoruz sonuçta. Mustafa, Tarkan’ın şarkılarını sevdiğini söylüyor. Tarkan, Mustafa’nın şarkısını çok sevdiğini söylüyor. Ama hayranlara bakacak olursan savaşa sokacaklar bizi.
Müzik dünyasında gündemde olan ‘Youtube’ yolsuzluğu hakkında ne söyleyeceksiniz?
Kendi adıma hiç böyle bir talepte bulunmadım. Twitter’da 5 bin takipçim var, istesem yükselttirebilirim… Ama sonra nasıl ölçeceğim kendimi? Sadece kendimi kandırırım. Şizofreni bence bu… İnsanın kendini ölçmesi için rafine takipçiye ihtiyacı var. Öbür türlü şişirme rakamlarla geçici ego patlaması o kadar.
Yorumlar